22 Şubat 2001 Perşembe

Denge Kur ?

NOT: Bu yazı ilk olarak 22 Şubat 2001 yılında Borsada Ekonometrik Analiz adlı sitemde yayınlanmıştır.

Ozet: Bu yazida Satin alma Gucu Paritesine(SGP) gore denge kurun ne olmasi gerektigi uzerinde duruluyor. Oncelikle SGP tanitiliyor, hangi sartlarda gecerli oldugu tartisiliyor, niye gecersiz olabileceginden bahsediliyor. Sonrada Turkiye icin gecerli olup olmadigi test ediliyor. En son olarak da gecerli oldugu varsayimi altinda ongordugu denge kurlara deginiliyor. Eger yazinin diger bolumleriyle ilgilenmeseniz dahi en son bolumune goz gezdirmenizi tavsiye ederim.

Denge kur ne olmasi gerekir sorusuna verilen cevap ekonomistlerin fikir birliginde olmadigi konulardan bir tanesidir. Hic suphesiz en cok kullanilan ve ayni zamanda en fazla elestirilen yontemlerden bir tanesi "satin alma gucu paritesine (SGP)" gore hesaplanan kurdur. SGP'ye gore doviz kurunun denge degeri iki ulkenin enflasyonundaki fark nispetinde olmalidir. Ornek olarak bu yil bir Amerikan dolarinin degeri 1.000.000 TL ise ve Turkiye'deki enflasyon orani Amerika'dakinden %50 daha yuksek ise, gelecek seneki kurun 1.500.000TL olmasi beklenir.

SGP ne derece basarili? Hic suphesiz, ekonomi literaturunde en fazla test edilen teorilerden bir tanesidir, SGP. SGP'nin gecmisteki basarisi, test edilen doneme, ulkeye, kullanilan teste, verinin frekansina, kullanilan endekse gore degismektedir.

SGP'nin en basarili oldugu donemler hiper enflasyon donemleridir. Ornek olarak 1920 li yillarin Almanya'sinda SGP nin calistigi gorulmektedir. Ote yandan 1970 li yillarda, Bretton Woods'tan sonra, SGP'nin pek calismadigi gorulmektedir. Fakat ozellikle 1990 sonrasi yapilan testlerde gorulmektedir ki, SGP genellikle 2-4 yil arasinda doviz kurlari ile fiyat seviyeleri arasinda bir geri donusu ongormektedir. Yani doviz kurlari ile fiyat seviyeleri arasindaki, SGP tarafindan on gorulen iliski 1 veya 2 sene kopmus olsa da uzun vadede bir geri donus yasanmaktadir.

Ote yandan, birbirleriyle ticari iliskisi daha yuksek olan ulkelerin arasinda SGP, olmayanlara gore daha az calismaktadir. Ornek olarak Avrupa ulkeleri arasinda, veya Amerika ile Kanada arasinda iyi calismasina ragmen, Avrupa-Amerika arasinda daha kotu calismaktadir.

Kullanilan endekse gore de test sonuclari degismektedir. Fiyat endeksi olarak TEFE'nin kullanilmasi, TUFE'nin kullanilmasindan daha basarili sonuclar vermektedir. Bu son derece normaldir cunku TUFE endeksinde arbitrajla fiyatlari esitlenmesi mumkun olmayan pek cok mal ve hizmetler vardir. Klasik bir ornek vermek acisindan, berber fiyatlarinin Amerika'da ve Turkiye'de esitlenmesini saglayacak hic bir mekanizma (istediginiz ulkede calisma hakki olmadigi surece) mevcut degildir. Ama ote yandan TEFE ise daha cok ticareti yapilan ve dolayisiyla arbitrajla fiyatlarin esitlenmesini saglayacak mallardan olusmaktadir.

SGP'ye karsi cikanlarin cogunlugu, SGP'nin tutmayacagini cunku verimlilikteki degisimlerdeki farkliliklarin zaman icinde fiyat seviyesi ile kur arasindaki makasi acabilecegini belirtirler. Bu elestiri Ballasa ve Samuelson'inin 1960 larda yaptigi calismalara kadar uzanir. Bunun yani sira 1990 larda bir grup ekonomist, taleplerden dogan farklarin ve hatta parasal hareketlerin SGP nin uzun sureli olarak sapmasina yol acabilecegini belirtir.

SGP ile ilgili baska bir sorun pratikteki hesaplama yontemiyle iliskilidir. Denge kuru bulabilmek icin yapilmasi gereken, enflasyon ve doviz kuru degisimlerini belli bir referans donemi ile karsilastirmaktir. Fakat bu cok sorunlu bir istir cunku referans doneminin secimine gore sonuclarda degismektedir. Bu yuzden referans doneminin dogru bir sekilde belirlenmesi cok cok onemlidir. Peki referans donemi ne olmalidir? Oncelikle Turkiye gibi bir ulke icin, referans doneminin ekonomi politikalarinin etkin olmadigi bir donem olmasi yani kurun politika geregi baski altindan tutulmadigi bir donem olmasi gerekir. Bunun disinda cari islemler aciginin veya fazlasini surdurulebiir bir seviyede olmasi da cok onemlidir. Daha pek cok konu sayilabilir ama ben bir de mukayese edilen donemle referans doneminin birbirlerine cok uzak olmamasi gerektigini dusunuyorum. Cunku yukarida da anlatlan verimlilik degismlerinden kaynaklanan farklarin etkisi zaman gectikce daha fazla olabilir.

SGP, Turkiye icin gecerli mi?

"Turkiye icin SGP calisiyor mu?" sorusunun cevabini vermek cok kolay degildir. Cunku test yapmak icin kullanilacak veri 1980 yilindan sonrasi icindir. Ve 20 yillik sure SGP'nin test edilmesi icin pek yeterli degildir. Yani SGP'nin gecerli olmadigina dair sonuc bulunmasi gercekte bir veri sorunu olabilir. Ama ben yine de Amerika dolari ile Turk Lirasi arasindaki iliskinin SGP'ye uyup uymadigini test ettim. Yapilan test klasik bir birim kok testi ve kointegrasyon testleridir. Kullanilan veri ayliktir.

SGP Turkiye icin Gecerli mi? Birim kok ve Kointegrasyon Testleri Sonuclari

IstatistikYorum (SGP ye destek ne olcude?)
Birim Kok testi (Phillips-Perron)-2.70 (%10 guven araliginda)Pek kuvvetli destek olmasa da gecerli olabilir
Kointegrasyon testi (EG, tekli)-2.91(%5 guven araliginda)Kuvvetli destek denebilir.

Iki test sonuclari yukaridaki tabloda verilmistir. Burada pek cok ayrintidan hic bahsetmiyorum. Ama sun belirteyim ki, elde edilen parametreler, SGP'un gecerli olma ihtimalinin yuksek oldugunu belirtmektedir.

Genelde kullanilan bir olcut yarilanma suresi denilen bir degerdir. Anlami ise, olusan bir sokun etkisinin yarisinin yok olmasi icin ne kadar bir surenin gecmesinin gerektigidir. Bu degeri hesapladigimizda yarilanma suresinin 1.5 yil civarinda oldugunu buluyoruz. Bu bir anlamda su demektir: Eger denge kuru dogru olarak bulsak bile uzunca bir sure kur bu denge kurdan uzakta seyrdebilir. 1.5 seneyi cok bulanlar olabilir ama sunu soyleyeyim ki Amerika icin yapilmis bazi calismalarda bu sure 4-5 seneye kadar uzamaktadir.

Denge kur ?

Peki SGP gecerli ise, Subay 2001 icin denge kur ne olmalidir? Daha once belirtildigi gibi secilen referans noktasi onemlidir. Ben de degisik referans noktalarina gore hesaplanan 2001 Subat icin SGP'ye gore olusan denge kurlari veriyorum.

Referans YilYontem1Yontem2Ortalama1Ortalama2
1983866,976693,023866,976693,023
1984937,209767,108902,092730,065
1985919,725748,985907,970736,372
1986910,675720,166908,646732,321
1987871,191707,111901,155727,279
1988853,140720,300893,153726,116
1989771,009683,219875,704719,987
1990622,103571,159844,004701,384
1991641,123589,845821,461688,991
1992651,188602,489804,434680,340
1993658,887618,542791,202674,722
1994805,456765,940792,390682,324
1995658,586648,676782,098679,736
1996671,328676,729774,186679,521
1997691,750696,860768,690680,677
1998697,680685,392764,252680,972
1999729,314708,072762,197682,566
2000711,069711,069759,356684,149

Yukaridaki tablo icin aciklamalar:

Referans yil: Denge kur hesaplanirken hangi yilin referans alindigini gosterir
Yontem1: TEFE kullanilarak ve Amerika'daki enflasyon goz onune alinmadan yapilan denge kur hesabidir. Kisaca, TEFE'deki degisim oraninda dolar kurunda degisim ongormektedir.
Yontem2:Yontem1 hesabina ilaveten Amerika'daki enflasyon degisimleri de goz onune alinmistir. Bu hesap SGP nin gercek hesaplanma sekli olarak dusunulebilir.
Ortalama1:Yontem1 icin hesaplanan degerlerin ortalamasi alinmistir. Yalnizca tek bir yili referans olarak almak cok mantikli olmayabilir. Mesela o yilda cok anormal gelismelere yasanmis olabilir, bu nedenden dolayi o yila kadar verilen ortalama doviz kurlarida hesaplanmistir. Mesela 1984 icin yapilan hesapda 1983 ve 1984'un ortalamasi alinmistir, 1985 icin yapilanda da 1983, 1984, 1985 in ortalamasi alinmistir. Cok daha farkli hesaplama yontemleri kullanilabilirdi, bu onlardan yalnizca bir tanesidir.
Ortalama1:Ortalama1 gibi hesaplanmistir ve fakat Yontem2 kullanilmistir.

Yapilan hesaplamalarda kapanis degerleri yerine, ortalama degerleri kullanilmistir.

Simdi biraz tablodaki sonuclari yorumlamaya calisalim. Benim oncelikle uzerinde durdugum degerler, 1983-1989 arasindaki donem. Bu donemden sonra Turkiye'de yabanci sermayeyi cekmek icin yapisal degisimler yasanmistir ve asiri degerli doviz kuru politikalari uygulanmistir. Bir diger onemli tarih ise 1994 yili olabilir. Nedeni ise, 1994de, su anda yasadigimiza benzer bir kriz yasanmis, ve bir devaluasyon yapilmistir. Devaluasyon yapilirken de, belli bir oranda, denge kurun ne oldugu goz onunde bulundurulmustur. Boylece 1983-1989 donemini ve 1994 yilina onem vermek gerekir diye dusunuyorum.

Goruldugu gibi 1983-1989 donemini ve 1994 yilini referans alan denge kur ongoruleri bunlarin disindakileri donemleri referans alanlara gore daha yuksek cikmistir.

Eger yalnizca Turkiye TEFEsindeki degisimler incelenirse (Yontem 1), goruluyor ki en yuksek denge kur ongorusu 937,209 TL.dir. Bu hesap 1984 yilini referans olarak almistir. Bunun disinda 1983-1988 yillari arasindaki en dusuk deger 853,140 TL. dir ve 1983-1988 yili arasindaki ortalama ise 893,153 TL. dir.

SGP hesabini Turkiye icin pratik olarak yapanlar Yontem1 e gore hesaplanan degerlere ulasirlar ama ote yandan bu hesaplarda Amerika'daki fiyat degisimleri hesaba katilmamistir. Daha dogru bir analiz yapabilmek ve SGP'yi dogru olarak uygulamak icin Amerika'daki fiyat degisimlerini dikkate almak gerekir. Bu sekilde yapilan hesaplamalar ise Yontem2 basligi altinda verilmistir. Buradaki degerlerin ise beklenildigi gibi cok daha dusuk oldugunu goruyoruz, hatta belki biraz fazla dusuk. 1982-1989 arasindaki en yuksek deger yine 1984 yilina ait ve 767,108 TL.. Yaklasik 937,209 a goer olarak %22 bir dusus var, ki bu da Amerika'daki bu suredeki toplam fiyat degisimine denk dusmektedir.

Sonuc:

Tablolara bakildiginda genel olarak denebilir ki, SGP'ye gore denge doviz kurunun 1,000,000TL veya 900,000TL lerde olmamasi lazim. Tam olarak ne olacagini soylemek tabii ki mumkun degil. Cunku eger SGP calisiyor olsa bile su anda kriz donemindeyiz ve kriz donemlerinde denge kurdan oldukca fazla uzaklasilabilir. Ama sunu soyleyebiliriz, SGP'ye gore denge kurun 800,000 TL.ye yakin veya altinda bir degerde gerceklesmesi gerekmektedir. Mesela 1984 yili referans alindigi zaman 767 bin civarlarinda ve 1994 referans alindiginda ise 765 bin civarlari, zaman icinde olusacak degerler olarak dusunulebilir. Tabii sunu da hatirlamak gerekir, eger piyasa bu denge degerlere onumuzde 1-2 ay icinde gelecek ise, bu surede cikan enflasyon rakamlarinin da dikkate alinmasi gerekir.

Kaldi ki, yukaridaki testlerde de belirtildigi gibi, soklarin yokolma suresi ortalama olarak 1.5 yil almaktadir. Bu nedenden dolayi denge kuru tam olarak belirleyebilsek dahi, bunun ne zaman gerceklesecegini bulmak ayri bir caba gerektiriyor.

21 Şubat 2001 Çarşamba

Bogalasan Ayilar ve Ayilasan Bogalar

NOT: Bu yazı ilk olarak 21 Şubat 2001 yılında Borsada Ekonometrik Analiz adlı sitemde yayınlanmıştır.

Ozet: Bu yazida yatrimcilar arasindaki genellikle kabul goren bir goruse yer verilecektir. Niye butun umutlar yokolmusken ve kimse borsa ile ilgilenmezken, borsa birden yukselmeye baslar? Ya da niye ekonomi yazarlarinin dediklerinin tam tersi olur? Bu sorulara Turkiye gerceklerini dusunurek bazi cevaplar verilebilir. Ama benzeri durumlar Amerika ve diger ulkelerde de gecerlidir. Nasil bir aciklama yapilabilir? Bu aciklama ne derece dogrulanabilir?

Genel bir gorus vardir: Borsada eger herkes ayi piyasasinin hakim oldugunu dusunuyorsa, yani herkes kotumserse, yukselis yakindir. Bu gorusu borsayla yakindan ilgilenenler iyi bilirler. Su ana kadar ki IMKB'nin kisa tarihinde uzun dususlerden sonra ve uzun suren yatay piyasalardan sonra pek cok kisinin "artik yeter" dedigi ve belki de piyasadan ciktigi zamanlarin ertesinde once yavas sonra hizli yukselisler yasanmistir.

Bunu gormek icin baska bir yolda ekonomi basinini izlemektir. Herkesin dusecek dedigi zamanlarda borsanin yukselise basladigi ve yukselisin sonlarina dogru herkes yukselecek derken de dususe basladigi cok soylenir. Turkiye gibi gelismekte olan bir piyasada bu tip haberlerin kucuk yatirimcilarin ellinden ucuza mal kapatmak isteyen manipulatorler tarafindan cikartildigi da cokca soylenir. Bence bu uzerinde durulacak kadar ciddi bir konudur. Fakat isin bir de baska bir boyutu var. Turkiye'den cok daha gelismis ve kontrol altinda olan Amerika'da da ayni seyler soylenmektedir. Yani bazi yatirimcilar arasinda genel bir kani vardir: "Eger herkes dusecek derse borsa yukseliyor, yukselecek derse borsa dusuyor" diye. Amerika'da bu tip hareketlerin, Turkiye'de oldugu gibi kontrolsuz ve derinliksiz piyasadan olmadigi kesindir. O zaman nedir bu dusuncenin altinda yatan? Ve belki daha onemlisi gercekten boyle bir iliski var midir?

Boyle bir iliskinin oldugunu savunan bir kesim vardir. Ornek olarak Greg Ip, Wall Street Journal'da 13 Nisan 1998'de bir yazisinda bunu dile getirir. Bunlara gore yatirimcilarin cogu ayi piyasasinin hakim oldugunu dusunuyorsa, fiyatlarin az bir miktar dahi yukselmesi bu insanlarin zaman icinde boga piyasasinin hakim olacagini dusunmesine neden olmaktadir. Bu sekilde once ayi piyasasinin gecerli oldugunu dusunup, daha sonra boga piyasasinin gecerli oldugunu dusunenler, daha once ellerinde senet olmadigi icin, alis yapmaktadirlar ve fiyatlari yukseltmektedirler. Yani fiyatlarin yukselmesinin nedeni, ayilarin zaman icinde bogalasmasidir. Bu mantikla da ayilasacak boga kalmadigi zamanda da yani herkes fiyatlarin yukselecegini dusundugu zamanda da alim yaparak fiyatlarin yukselmesine neden olacak bogalasan ayilar piyasada kalmadigi icin fiyatlar dusmeye baslayacaktir. Bu sefer yon tersine donecektir. Fiyatlarin az bir miktar asagi gitmesi, ellerinde kagit tutan bogalarin ayilasmasina neden olacaktir ve satis yapacaklardir. Ve piyasa dusmeye devam edecektir, ta ki piyasada yatirimcilarin cogunlugu dususun hakim olacagini dusunene kadar. Kendi icinde ilginc bir mantik bu. Degisik yerlerde de savulmaktadir.

Daha ilginci, piyasadaki ayi ve boga sayisinin oranina gore bir indeks bile vardir.

Boga Endeksi=Iyimserlik endeksi==Boga sayisi/(Boga sayisi+Ayi sayisi) (Bullish sentiment index)

seklindedir. Ve duzenli olarak hesaplanmaktadir. Goruse gore, eger Boga indeksi %50 nin cok uzerlerinde ise, yani cogunluik piyasanin yukselecegine inaniyorsa dusus beklenmesi, altinda ise yukselis beklenmesi gerekir. Fisher and Statman (1999) "The sentiment of investors, large and small" adli calismalarinda Wall Street'de calisanlarin ve kucuk yatirimcilarin tahminlerinin tam tersinin tuttugunu bulmuslardir. Ote yandan ekonomi yazarlari icin istatiksel olarak anlamli bir bulguya rastlamamislardir.

Yani ekonomi yazarlarinin verdigi bilgiler tam anlamiyla yararsizken, piyasadaki oyuncularin tahminlerinin tam tersine gore pozisyon alan yatirimcilarin karli cikma olasiligi vardir.

Shefrin (2000) ise, bu dusuncenin bir yanilsama oldabilecegini iddia eder. Ilginc bir sekilde, en buyuk dayanaklarindan bir tanesi yine Statman'inin 1988'de yayinladigi baska bir maklalesidir. O'na gore, yatirimcilar neden sonuc iliskisini kurarken, yalnizcakendilerini hakli bulacak ornekler uzerinde dururlar ve tersi ornekleri hesaba katmazlar. Ornek olarak, belli tarihlerde boga indeksi yuksekken dusus gerceklestiyse, insanlar hemen sonuca variyorlar ve "boga indeksi yuksekse dusus olur" demekte ve "boga indeksi yuksekken olan yukselisleri" goz ardi etmektedirler.

Sonuc olarak cogumuz piyasa yukselecek diye dusundugunde piyasanin niye dustugunu aciklamak icin kullanilan bir mantik vardir. Bu mantik bence ilginctir ve bazi calismalarda da dogrulanmistir.

Peki Turkiye icin durum nedir?

Malesef, benim bildigim kadariyla, Turkiye icin Amerika'da hesaplandigi sekilde bir indeks olmadigi icin (eger boyle bir indeksten haberdarsaniz lutfen bana e-mail ile bildirin) burada Turkiye icin bir calisma yapamadim. Fakat sunu rahatlikla belirtebilirim ki, Turkiye'de pek cok yatirimci, borsa basininda cikan haberlere pek itibar etmemektedir, en azindan bu uzun sure borsada yatirim yapan ve borsa basinini uzun sure izleyen yatirimcilar icin boyledir. Benzeri sekilde genel kani, benim bildigim kadariyla, herkesin dusecek dedigi zaman olusan supriz yukselislerin varligidir.

Ya ben?

Web sitemde yazmis oldugum yazilarda hemen hemen her zaman oldukca objectif sekilde olaylara yaklasmistim. Genellikle kendi yatirim felsefemi ve dusuncelerimden hic bahsetmedim. Ama sanirim bu konu da biraz bunu bozacagim ve kendi yaklasimimdan kisaca bahsedecegim.

Ben kisisel olarak 1994 senesinden beri borsa basininda yazilanlari pek ciddiye almamaktayim ve genellikle okumamayi ve izlememeyi tercih etmekteyim. Bunun nedeni onlarin kasitli olarak yanlis bilgi verdigini dusundugumden degil ve fakat cogunun borsa hakkindaki bilgilerinin benden cok olmadigini bildigimden dolayidir. Sonucta hic kimsenin elinde sihirli degnek yok ve borsada para kazanmayi saglayacak para makinasi da icat edilecek degil. Buna gercekten inanmak borsa basinin dustukleri hatalari daha kolay gorebilmeyi saglayacaktir.

Ote yandan araci kurumlarin yaptiklari kar tahminleri ve benzer diger analizlerin de borsamizda pek calismadigi kisisel olarak gozlemimdir. Fakat bu bir yanilsama midir yoksa gercekten boyle bir iliski var midir? Iste buna cevap vermek icin elimdeki datalar yeterli degildir.

Referanslar:

  • Ip, Greg "The Final bears may be giving up: Bull's victory prompts fears" Wall Street Journal, 13 Nisan 1998
  • Fisher and Statman, "The sentiment of Investors, large and small", Working Paper, 1999
  • Shefrin, Beyond greed and Fear, 2000

11 Şubat 2001 Pazar

Borsayi Etkileyen Degiskenler

NOT: Bu yazı ilk olarak 11 Şubat 2001 yılında Borsada Ekonometrik Analiz adlı sitemde yayınlanmıştır.

Bu calisma tahmin modellerinde kullanilan degiskenlerin bir kismiyle borsa arasindaki iliskiyi test etmektedir. Modellerde kullanilan diger degiskenler Piyasanin gercek degeri (?!) 1 - 2 adli seride tartisilmaktadir.

Ekonomide kullanilan bazi onemli degiskenlerle borsa arasindaki iliskileri incelemenin ne derece mantikli oldugu bir tartisma konusu olabilir. Cunku borsadaki fiyat hareketlerinin nedenleri degiskenlerin ve gostergelerin degerlerinden cok onlarla ilgili olusan beklentiler ve beklentilerin ne derece gerceklesip gerceklesmedigidir. Bazi gelismis calismalarda beklentilerin modellenmesi yapilabilmektedir ve ileride boyle bir calisma yapmayi da dusunuyorum. Ama yine de bu degiskenler ile endeks arasindaki direkt iliskilerin incelenmesini ben onemli buluyorum. En azindan burada yapilan calisma baska calismalar icin yol gosterici olacaktir diye dusunuyorum.

Bu calismada da bazi degiskenlerle borsa arasindaki iliskileri korelasyon katsayilari ile inceliyorum. Cevap aradigim soru su: Eger X degiskeni (mesela faizler) bu ay artarsa gelecek ayki borsa getirileri (dolar bazinda) ne yonde ve hangi buyuklukte etkilinebilir?

Asagida fakli degiskenlerin bu ayki degerleri ile IMKB 100'un gelecek ayki degisim orani arasindaki korelasyona katsayilarini veriyorum. Degiskenlerin aciklamalari asagidadir. Pozitif iliskili olanlar kolay okunmasi acisindan yesil renklidirler, negatif iliskili olanlarda kirmizi renklidir. Bunun disinda mutlak korelasyonu 10% dan fazla olanlar koyu renkle gosterilmistir. Ilk tabloda verdigim korelasyon katsayilari degiskenlerin seviyeleri ile endeksin iliskisidir. Degiskenlerdeki degisimlerin borsaya etkisi ise ikinci tabloda verilmistir. Oncelikle kisaca ilk tablodaki sonuclara bakalim.

Alinan yapi ruhsatlariyla endeksin net bir sekilde ayni yonlu iliskisi gorulmektedir. Bazi calismalar bu gostergeyi oncu olarak gostermektedir. Burada da benzeri bir sonuc buluyoruz. Ote yandan beklendigi uzere yabanci sermayenin gelmesinin gostergesi olarak kabul edilebilecek iki kalem, portfoy yatirimlari ve kisa vadeli sermaye yatirimlarini da pozitif iliskili buluyoruz.

Daha az iliskili degiskenlere ornek olarak TUFEyi, enerji sektorundeki fiyat seviyesini, imalat sanayindeki ithalati ve M1 para arzini gosterebiliriz. Bunlarin hepsi negatif iliskilidir.

YapSinm20.119fiyenersekt-0.072r120.003ithSermMal-0.049
yapsindeg0.109dovrez0.013carideng-0.010m1-0.061
yapticm20.036ihrtop-0.033ihrfob-0.039m2-0.025
yapticdeg0.000ithtop-0.078ithfob0.061m2y-0.056
TLAsirideg94-0.030ihrima-0.047disticden0.078m3-0.033
TLAsirDeg87-0.062ithima-0.077portfyat0.128usd-0.050
tufe87-0.034r10.000kisvadserm0.123topsanuret0.062
fiyhampet0.011r3-0.005IhrSemmal-0.013imalsanuret0.061

Bir sey hatirlatmak isterim verilen degerlerin hepsi $ kuruna cevrilmistir yani bir anlamda enflasyon etkisinden bir miktar arindirilmistir ve degiskenlerin seviyelerini gostermektedir. Fakat degiskenlerin seviyeleri ile getiriler arasindaki iliskinin incelenmesi amacimiza pek uygun olmayabilir. Daha dinamik bir iliski icin degiskenlerin degisim oranlarinin da incelenmesi gerekebilir. Bu iliskiler de asagidaki tabloda verilmistir. Degiskenlerin basindaki "d" harfi, onlarin degisim oranlarini ifade etmektedir.

Tabloda yesil rengin hakimeyeti hemen dikkat cekmektedir. Bunun disinda, %10 dan daha yuksek korelasyona sahip degiskenlerin sayisinda gozle gorulur bir artis vardir.

Oncelikle para arzi, faiz oranlari, Doviz rezervlerindeki artis, Turk Lirasinin asiri degerliligi ve enflasyon orani gibi degiskenlere dikkat cekmek istiyorum.

Ozellikle 94 senesinden sonraki Turk Lirasinin dolara gore degerindeki artisin (yani mesela aylik enflasyon orani %5 iken, eger o ay dolar %2 artmissa) bir sonraki ay borsayi pozitif yonde etkiledigini gormekteyiz. Iliski 1987 sonrasinda bakildiginda daha dusuk olsa da yine de yuksek olarak kabul edilebilir. Tabloda gostermemekle beraber bu iliskiyi bir de 89 sonrasi butun donemler icin ayri ayri test ettim ve cok cok ilginc sonuclar elde ettigimi soyleyebilirim. Bence buradan elde edilen sonuclar, yabanci sermayenin gelisinin etkileri ile birlestirilince onemli cikarimlarin yapilabilecegi noktalar olarak dikkat cekmektedir. Bu baglamda bu konuyu cok daha derinlemesine olarak baska bir yazida tartismayi (ve hatta bir kac bolum halinde) uygun gormekteyim. Asagida verdigim gelecek calismalar bolumunde bu konu(lar) ilk siralarda yer almaktadir.

Bunlarla iliskili olarak, doviz rezervlerindeki artis ile getiriler arasindaki pozitif iliski, baska olasi aciklamalarin yani sira, doviz rezervlerinin ekonomiye duyulan guvenin bir gostergesi olmasindan kaynaklanabilir.

Benzeri pozitif yonlu cok kuvvetli bir iliski M1 ve M2 para arzlarindaki artis oranlarinda da gorulmektedir. Para arzi-borsa iliskisiyle uyumlu olarak, faiz oranlari-borsa iliskisinin de negatif oldugunu buluyoruz. Bu bulgu da beklentilerimiz isigindadir. Bir surpriz yok.

dYapSinm20.084dfiyenersekt-0.027dr12-0.173dithSermMal0.014
dyapsindeg0.081ddovrez0.214dcarideng0.010dm10.109
dyapticm20.027dihrtop0.018dihrfob-0.043dm20.114
dyapticdeg0.003dithtop0.046dithfob0.028dm2y-0.042
dTLAsirideg940.182dihrima0.023disticden0.079dm3-0.033
dTLAsirDeg870.091dithima0.038dportfyat0.078dusd-0.180
dtufe87-0.120dr1-0.142dkisvadserm0.054dtopsanuret0.028
dfiyhampet0.099dr3-0.145dIhrSemmal-0.019dimalsanuret0.019

TUFE ile endeks arasindaki negatif iliski de beklenen sonuc olabilir: Dusen enflasyonun istikrar demek olacagini ve getirilerin ekonomideki duzelmeye bagli olarak artmasi gerektigini dusunebiliriz. Yani enflasyonun dusmesinin yatirimci icin ekonominin genel durumunu gosteren bir sinyal olarak dusunulebilir. Ama aslinda yuksek enflasyon ortaminda butun fiyatlar artarken, borsadaki fiyatlarinda artmasi gerekir. Fakat kullandigimiz getirilerin dolar bazinda getiri oldugunu hatirlatirim. Yani buldugumuz iliski mantiklidir ve dunyanin baska ulkeleri icin yapilan calismalarda da benzer sonuclar bulunmustur.

Gelecekde Turkiye dusuk enflasyonlu bir ulke olmaya adaydir. Bu nedenden dolayi baska bir calismada borsa-enflasyon iliskisini daha ayrintili sekilde incelemeyi dusunuyorum.

Son olarak cok guclu ve istatiksel olarak pek anlamli olmayan iliskilelere de kisaca bakarsak ilginc bazi bulgular dikkatimizi cekebilir. Portfoy yatirimlari ve kisa vadeli sermaye hareketlerinin etkisi bekledigimiz yonde, yani yabancilarin hareketlerini izlemek gercekten de pek fena fikir degil. Ama iliskinin cok kuvvetli olmadigini goruyoruz. Sahsen ben bu iliskinin daha kuvvetli cikmasini beklerdim. Iliskinin zayif cikmasinin bir nedeni butun donemleri ayni anda incelememizdir. Ama iliskiyi donemlere boldugumuzde farkli sonuclar elde edilmektedir. Baska bir calismada yabancilarin portfoy yatirimlarinin borsaya etkisini daha ayrintili incelemeyi dusunuyorum. Bunun yani sira yabancilarin porfoy yatirimlarinin da nelere dayandigini saptamak da ayri bir calisma konusu olabilir.

Yukarida tabloda da buldugumuz uzere, alinan yapi ruhsatlarindaki artis da endeksi pozitif yonde etkiliyor. Ihracatdaki artislar endeksi negatif yonde etkilerken, ithalatdaki artislar endeksi pozitif yonde etkilemekte. Ama iliskiler cok zayif ve istatiksel olarak anlamsiz oldugundan dolayi yorumlama geregi duymuyorum. Son olarak uretimdeki artislarin da beklendigi uzere endeks uzerinde pozitif etkisi gozlemlenmektedir. Ne var ki bu iliskiler de oldukca zayiftir.

Ikinci tabloda ozellikle dikkat cekici konu, kanimca, parasal degiskenlerin, reel ekonomiye iliskin gostergelere gore borsa uzerinde daha yuksek etkisinin olmasidir. Tabii analizimizda aylik veriler kullanildigini dusunursek bu sonucu son derece normal karsilayabiliriz. Daha dusuk frekansli veri kullanarak reel faktorlerin borsaya olan etkisinin cikarilmasi gerekir diye dusunuyorum.

Kisaca inceledigimiz degiskenler arasinda borsa ile oldukca kuvvetli iliski gosterenler bulunmaktadir. Bir konuyu bir kere daha hatirlatayim, burada hesaplanan korelasyonlar, bu ayki degiskenlerin degeri ile gelecek ayki endeksin getirisi arasindadir. Yani ornek olarak faizlerdeki bu ayki dusus gelecek ay getirileri ters yonde etkilemektedir seklinde.

Son olarak buradaki iliskiler 1987-2000 yillari arasindaki donem icin hesaplanmistir. Bu iliskiler ne kadar kuvvetli olursa olsun bunlarin hic tutmadigi pek cok donemler oldugunu da vurgulamak gerektigini dusunuyorum.

Gelecek Calismalar:

Bu yapilan calismadan sonra su konularda daha ayrintili calisma geregini gormekteyim:

  • Asiri degerli kur politikasinin (1989 dan gunumuze gecerli) borsaya etkisi ve yabanci sermaye iliskisi
    • Yabanci sermayenin Turkiye'ye gelisini ve gidisini etkileyen faktorler.
    • Yabanci sermaye-Borsa iliskisinin cok daha ayrintili incelenmesi
  • Enflasyon-Borsa iliskisi
  • 3 Aylik (veya 6 aylik-1 yillik ?) veriler kullanarak reel faktorlerin (daha cok uretimi konu olan degiskenlerin) borsa uzerindeki etkisini ortaya cikarmak.

Bu siraladigim calismalari buradan zaman icinde size sunmayi dusunuyorum.

DEGISKENLERIN ACIKLAMALARI:

Yapsinm2: Metrekare olarak sinai alan yapimi
yapsindeg: Deger ($) olarak sinai alan yapimi
yapsticm2: Metrekare olarak ticari alan yapimi
yapticdeg: Deger ($) olarak ticari alan yapimi
TlAsirdeg87:1987 sonrasi TL'nin dolar karsisinda (asiri) degeri(TUFE/$)
TlAsirdeg94: 1994 sonrasi TL'nin dolar karsisinda (asiri) degeri(TUFE/$)
tufe94: 1994 sonrasi TUFE
tufe87: 1987 Sonrasi TUFE
fiyhampet: Hammadde fiyati (petrol)
fiyenersekt: Enerji sektoru genel fiyat endeksi
dovrez: Doviz rezervleri
ihrtop: Toplam Ihracat
ithtop: Toplam Ithalat
ihrima: Imalat sanayindeki ihracat
ithima: Imalat sanayindeki ithalat
r1, r3, r12: 1, 3 ve 12 aylik faiz oranlari
carideng: Caridenge
ihrfob: Ihracat (fob)
ithfob: ithalat (fob)
disticden:Dis ticaret dengesi
porfyat: Yabanci sermayenin Portfoy yatirimlari
kisvadserm: Kisa vadeli sermaye yatirimlari
ihrsemmal: Sermaye mallari ihracati
ithsermmal: Sermaye mallari ithalati
m1, m2, m2y, m3= ilgili para arzlari
usd=dolar kuru
topsanuret=toplam sanayi uretimi
imalsanuret=imalat sanayi uretimi

Not: "d" harfi ile baslayan degiskenler, o degiskenin degisim oranini gostermektedir.